Bir
durakta beklerken gözüme ilişirsin şimdi de
Ve bir
ihtiyar dayı ceplerini yoklar senden öte.
Ben bir
cam kenarında bulurum kendimi,
Görürüm,
anlarım gideceğini.
Bir
hüzün basar egzozundan gezegeni.
Daha
gitmeden sen
Gezegen,
Benimle
birlikte bekler seni.
Vakti
olmasına rağmen minibüs gelmez.
Duraktaki
senden öte dayı bir sigara çıkarır.
Sen ise
telefonla konuşmaya başlarsın.
İnatla
minibüs gelmez oysa
Sanki
benim için çalışır tüm kâinat,
Oysa
senin gitme ihtimalini doğuran
Kâinat
da o kâinat.
Vazgeçerim
bu kehanetten.
Bir
duraktasındır halen, otoban minibüssüzdür.
Bu
sırada gezegende senden öte bir sigara yakınır
Bu
duruma.
Telefondaki
ses titrer:
Şey…
Konuşabilir miyiz?
Bir anda
bir minibüs otobanlanır.
Daha önce
de vazgeçilen
Bir
kehanetten vazgeçilir.
Minibüs
durağa yanaşır, kapılar açılır.
Üstünde
dumanı tüten sigarasıyla ihtiyar, senden öte
Kâinata
küfreder.
Neyi?
Biner
geride kalanlar hariç herkes, kapılar kapanır.
İhtiyar
bu sefer sigarasını savurur.
Boş ver!
Dayı
binmez geride kalır.
Minibüste
cam kenarına oturursun,
Önündeki
ihtiyarın omzuna dokunup bir kişi uzatırsın.
İşte o
an ben dâhil olurum şiire, telefonlar kapanır.
Nakavt
olmuş bir boksör misali
Uzanmış
bir yol kenarında yatıyor bulurum kendimi.
Ne
otobanlar minibüslenir artık
Ne de
sigaralar yakınır bu duruma.
Ve bu
gezegende geride kalırım gidenler hariç.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder